From: Can EREL
Sent: Friday, December 14, 2012 5:37 PM
Subject: Fwd: [itu-ucak] Vecihi Hürkuş'a vefa.
"...
Ataturk
Havalimani ile ilgili degrlendirmeler muhtelif; ticari merkeze donusturulmesine
kadar uzayan secenler var.. Teklifim sadece bir havalimaninin ATATÜRK olmasi,
onunda en buyugu olmasi..
Ozetle; MSI
Dergisinin bugün yayınlanan Aralık 2012 (088) Sayısında "Türkiye'de,
Endüstrinin Gelişiminde İz Bırakanlar: Mühürdarzade Mehmet Nuri
Demirağ" makalemin sonunu;
"...
Nuri Demirağ’ın
sorgulayan, değerlendiren ve paylaşımcı kişiliği, sürdürülebilir ve tamamlayıcı
iş birliğine dayalı sistematik ve yenileşimci faaliyetlerinden aldığım esin
ile;
- İstanbul’da 150 milyon yolcu nihai
kapasitesi ile Yeniköy ile Akpınar köyleri arasındaki 90 milyon
metrekarelik alana 5-6 pistli olacak şekilde 2016 yılında hizmete girmesi
planlanan ancak henüz adı konmamış üçüncü uluslararası havalimanına
kurtarıcımız ve yüce önderimizin adının verilerek “Atatürk Havalimanı”
olarak isimlendirilmesini,
- İstanbul’a üçüncü havalimanı süreci
kapsamında tavsiye edilmesinin planlandığı duyumları alınan Yeşilköy’deki
havalimanına;
- Havacılık ve ilişkili (algılama,
mekatronik, gelişmiş malzeme ve yazılım gibi) gelişmiş teknolojileri
konusunda eğitim ve temel araştırmalarının yapılacağı bir “Gök
Üniversitesi”,
- İş uçağı ve helikopteri, sportif hava
araçları ile ilgili endüstriyel araştırmalar, tasarım, imalat ve BOY
faaliyetlerinin yapılacağı “Yeni NuDTA” tesisleri,
- Havacılık teknoloji ve ürünleri ile
bu alanın düşünsel faaliyetlerine yönelik “Selahattin Reşit Alan
Havacılık Enstitüsü ve Müzesi”,
de ilave edilerek ve bu arazinin, önceden Nuri Demirağ’a
ait Gök Stadyumu (Elmas Paşa Çiftliği) olduğu dikkate alınarak, “Nuri Demirağ
Havacılık Parkı ve Havalimanı” adı ile devam edebilmesini,
ve bu düzenlemeler ile gönüllerde vefa ve dimağlarda
girişimin en temel girdilerinden olan “kendine güven” olgusunun daha da
gelişeceği günleri umut ederek..
…"
---------- Forwarded message
----------
From: AS
Subject: RE: [itu-ucak] FW: Vecihi Hürkuş'a vefa.
Yeşilköyün adı, Atatürk yapıldı ya..
İstanbul Atatürk Havalimanı ı ve Atatürk
Hava Limanı II olabilir mi??
---------- Forwarded message ----------
From: Can EREL
Sent: Friday, December 14, 2012 4:47 PM
Subject: Fw: Vecihi Hürkuş'a vefa.
"...
Tayyareci
Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği'nin başlattığı "İstanbul'un 3.
Havalimanına "Vecihi Hürkuş" adı verilmelidir." e-kampanyasını
konusunda Dernek Yönetim Kurulu Başkanı ile paylaştığım mesajı
bilgilerinize sunarım:
"...Biraz
önce bir mesleki gruptan aldığım mesaj ile öğrendim Tayyareci Vecihi
Hürkuş Müzesi Derneği'i öncülüğünde başlatılan "İstanbul'un 3.
Havalimanına "Vecihi Hürkuş" adı verilmelidir."
e-kampanyasını...
Aşağıdaki
mesajda yer alan, Tayyareci Vecihi Hürkuş ile ilgili belirtilenlere gönülden
katılıyorum; geciken vefa borcunun ödenmesine de.. Ancak,
kamuoyu ile paylaşılan İstanbul'un 3'ncü havalimanının sahip olacağı
maddi/manevi boyutlar ve değerler, yıllardır yaratılmış marka
ilişkilendirilmeleri nedeni ile yeni havalimanının adının "Atatürk"
olması gerektiğini düşünüyorum.
Bu yönde teklifim, Nuri Demirağ ve
Uçak Mühendisi Selahattin Reşit Alan'ı da ilgilendiren ardıl
önerilerle, ekte kapağı bulunan MSI Dergisinin bugün yayınlanan Aralık
Sayısında "Türkiye'de, Endüstrinin Gelişiminde İz Bırakanlar" başlığı
ile yayınlanmıştır.
Benzer
gerekçelerle Tayyareci Vecihi Hürkuş için de hakettiği vefayı
göstermenin (havalimanına isminin verilmesi ötesinde) daha uygun bir yolunun
bulunabileceğini düşünüyorum. Örneğin;
Tayyareci Vecihi Hürkuş'un,
“...
Gezdiğim yabancı ülkelerde nasıl havacılığa başladıklarını, nasıl atölyeler
yaptıklarını çok iyi biliyordum.Her şeyden önce milli inanç ve teşvik bu yoldaki başarının tek çaresiydi.
Ben de muvaffak olmak için buna muhtaçtım.
Elimizden alınamayacak tek özgürlük; tavrımızı seçme özgürlüğüdür.
Benim özgürlüğüm milli bağımsızlığa giden tek yolun milli üretimden
geçtiğine olan inancıma ömrümü vakfetmekti. Çünkü başkalarının kanatlarıyla
uçmaya çalışanlar “HürKuş” olamazlar.
...”
değerlendirmesini, kişisel olanak ve
çabalar ile havacılık endüstrisi adına ortaya koyduklarını gerekçe kabul
ederek, Ankara'da oluşumu yönünde çalışmaları süren Havacılık Kümelenmesi
kapsamındaki ihtisas OSB'ne adı verilmez mi? Sizden
sonra ilgili meslektaşlarım ve diğerleri ile paylaşacağım bu samimi düşüncemi
öncelike sizinle paylaşmak istedim; anlayış göstereceğinizi umut ederek
faaliyetlerinizde kolaylıklar dilerim. ..."
CE
---------- Forwarded message ----------
Sent: Friday, December 14, 2012 11:30 AM
Subject: Fw: Vecihi Hürkuş'a vefa.
VECİHİ
HÜRKUŞ'A BORCUMUZU ÖDEME VAKTİ ..
Türkiye ilk yerli üretim otomobille 1961’de tanıştı. Ne yazık ki günlerce insan
üstü bir çaba ile Devrim otomobilini ü
reten mühendisler yorgunluktan, deposuna benzin koymayı unutunca parlayan
yıldız birkaç gün sonra söndü. Devrim Otomobili, Türk mühendisliğinin olağan
üstü bir başarısı olarak tarihe not düşüldü. Kolay unutan toplumsal hafızamız,
nasıl ki dünyanın ilk arabalı vapurunu üreten Osmanlı mühendisliğini
unuttuysa, Devrim'i de tozlu raflara gömdü. Tolga Örnek sayesinde tekrar
hatırladığımız Devrim ile 1961’e geri döndük.
Bir gökyüzü sevdalısı Vecihi Hürkuş...
1871 yılında Hüseyin Haki Efendi’nin buluşu dünyanın arabalı vapuru Suhulet
boğazda boy gösterecekti. İngiltere’de üretilen Suhulet, 1960’lı yıllara kadar
görev yapacak, sonra gazi olarak emekliye ayrılacaktı… Suhulet’i Osmanlı ile,
Devrim otomobilini de dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in ‘Garp kafasıyla araba
yaptık ama şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk’ sözleriyle tarih sayfalarına
gömdük.
Türk mühendisliği ve sanayisinin her iki önemli basamağında da gerek yerli
gerekse İngiliz mühendis ekipler günlerce, aylarca, yıllarca emek harcadılar.
Her iki ekip de azimliydi ve ekonomik anlamda destekleniyorlardı. Ama bir olay
daha var ki, toplumsal hafızamız bunu unutmakla cidden ayıp etti… Tek başına 29
yaşında bir adam kalkıp 1924’te uçak yapmaya soyundu. Kendi parası ve emeğiyle
hem de… Üstelik 1925’te bu uçakla uçtuğunda, ödül yerine maaş kesintisi ve ev
hapsi aldı!
Vecihi Hürkuş, çılgınlık mı, deha mı, kahramanlık mı? Üstelik tek başına,
üstelik kendi sınırlı imkanlarıyla bir değil, birkaç uçak yaptı. İlk uçuş
okulunu açtı ve ilk hava yolları teşkilatını da kurdu. 3 ay içerisinde bir
marangoz dükkanı kiralayarak inşa ettiği Vecihi K- XIV uçağıyla İstanbul’dan
Ankara’ya uçtuğu halde, uçağına el konulmuş, uçabilirlik sertifikası istediği
yetkililerden ‘Tayyarenin gerekli vasıflarını tetkik edecek kimse bulunmadığından…’
cevabını alıp yılmamış; Uçağını söküp trenle Çekoslovakya’ya gitmiştir. Buradan
aldığı sertifikayla yurda döndüğünde bile bir kahraman edasına bürünmemiştir.
Vecihi Hürkuş. Balkanlar’da, Kafkasya’da, Kurtuluş Savaşında’dır. Kafkasya’da
esir düştüğü 'Nargün' adasından kaçabilen tek esirdir. Günlerce yürüyerek,
geldiği İstanbul’dan trenle Kurtuluş Savaşı’na katılmasına günlüklerinde yer
vermemesini “Önemli olan benim Kurtuluş Savaşı’na katılmamdır.” diye
açıklayacak kadar vatansever ve mütevazıdır.
İlk Türk kadın pilot Bedriye Gökmen’i yetiştirecek kadar yenilikçi,
yetiştirdiği öğrencilerden para almayarak, kurduğu sivil havacılık okulunun zor
durumda kalmasını göze alacak kadar da yardımseverdir aynı zamanda...
Kurduğu hava yolları şirketi zor durumda bırakılıp, uçakları yurt dışına
kaçırıldığında bile kırılmayıp, son yıllarında elinde kalan tek uçağıyla
madencilik sektöründe ciddi başarılara imza atmış, bir kahramandır o. Aramızdan
ayrıldığı 1961 yılında katıldığı savaşlarda gösterdiği başarılardan dolayı
aldığı gazilik maaşına ise haciz konmuştu!
Bugün tozlu raflarda, ortaçağımıza hatta ilk çağımıza kadar uzanabilirken,
Vecihi Hürkuş’un olağan üstü başarılı hayatını görmezden gelmek, her şeyden
önce kendimize haksızlık değil midir?
Fakat bir avuç gönüllü Hürkuş adını yaşatmak ve adına bir müze kurmak için bir
süredir çaba harcıyor. Bu bir avuç gönüllü içerisinde Hürkuş’un kızı Gönül
Hürkuş’ta yer alıyor. Onlar, İstanbul’a yapılacak 3. Havalimanına ne isim
verileceği tartışmalarına kafa yormuyor. Bunun için bir kampanya bile
başlattılar.
Hemen şimdi sadece bir link yardımıyla Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi
Derneği’nin başlattığı İstanbul’a yapılacak 3. hava alanına Vecihi Hürkuş
adının verilmesi kampanyasına siz de destek olabilirsiniz.
Hürkuş’a vefa borcumuzu ödemenin vakti geldi sanırım…