Sayın KAHRAMAN'ın "Ünlülerin zorlu başarı hikayeleri..." başlıklı yazısında yabancı bazı ünlülerin başarısızlıkları üzerine kurulu başarımlarından örnekler veriliyordu...
Gönderiye,
"Türkiye'de de böyle başarısızlıklarla oluşmuş -edinilmiş değil, ama kazanılmış- başarılara sahip olanları da okumak isteriz...Hatta daha detaylı bir şekilde hazırlanmış başarısızlıklarla örülmüş başarılar; var ise..."
yorumunu yaptıktan sonra notlarım arasında benzerlerini aradım. Bulduğum biri bu duruma farklı ama oldukça dikkat çekici bir örnekti...
Çalışma hayatımdan kesitleri sunan son iki yazımın gördüğü rağbet ve aldığı yorumları da dikkate alınca ilgili notlarımı derleyerek bu anıyı da paylaşmaya karar verdim; fotoğraflarımı sevgili Halil KUYUCU'nun müteşekkir olduğum desteği ile tamamlayarak...
.... > > > * < < < ....
Zamanın T.C. Başbakan Yardımcısı merhum Turgut ÖZAL, 1’nci Hava İkmal Bakım Merkezi (1. HİBM) ve faaliyetlerini ilk defa konuğu Kral Faysal ile beraber geldiklerinde görüyordu... Bu ziyarette ÖZAL’ın hayalinde bıraktığı izin de etkisi ile ÖZAL Türk muharip uçağı projesinde bu merkeze farklı bir rol düşünecekti...
Kısa sürede duyulan bu olasılığın
yarattığı heyecanlanla hazırlanan merkezde ÖZAL lideliğinde yapılan
değerlendirmeler sonucu zamanın Türk muharip uçağını ve motorunu Eskişehir'de
üretebilme fırsatı hayata geçmesine ramak kalmıştı...
...
Ama bu süreçte beklenen mutlu sona yaklaşırken, karar verici ekibin bir çay
molası sohbetini yaptığı 1.HİBM kameryası bu fırsatın kaçırıldığı sahne olmuştu;
1. HİBM kaybetmişti!
...
Eskişehir ve 1. HİBM 1980’li
yılların başında kendini uçak ve motorunun imalatı hayali ile hazırlarken iş ve
çalışma kültürü kabuk değiştirecek, bu ivme ile uçak, motor ve aksesuarların
depo seviyesi bakımlarında önce nicelik geliştirilmeye ve belli bir faz farkı
ile ardından da nitelik çalışmalarına başlanacaktı!
Önce, Hava Kuvvetleri
envanterindeki hava araçları ve ilgili sistem, alt sistem ve aksesuarlarının
(komponentlerinin) Fabrika Seviyesi Bakım (FSB, Not (1)) test kabiliyetinin
kazanılması amacı ile kapsamlı bir ihtiyaç ön değerlendirmesi yapılarak yatırım
planlamalarının yapıldığı görev grupları oluşturuldu...
Belirlemelere göre mevcut alt
yapı ile bakım, onarım ve test kabiliyeti kazanılacak sistem, ünite ve parçalar
ayrı projeler haline getirilerek mühendislere proje olarak veriliyordu 1. HİBM Ar-Ge
Müdürlüğü tarafından... Ve 1.HİBM genç mühendisleri martis yapıda çalışmayı ilk
o süreçte yaşayarak tadıyor ve deneyimliyordu...
Bu süreçte, bazı mühendislerin
üzerindeki proje sayısı projenin takibi ve raporlanmasını projenin kendisine
ayrılan zamanın da ötesine geçirebiliyordu... Neticede, kelime işlemci çalışan
bilgisayar dahi yoktu... Ve periyodik proje ilerleme raporlarının pelur
kağıtlara daktilo ile yazılıyor, tablo ve şekillerin elle çiziliyordu. Ve bu
zaman diliminde 1. HİBM Ar-Ge Müdürü’nün Proje Kordinatöründen kaçmanın da
yolları da ayrı birer proje haline getirilerek uygulanıyordu bu genç
mühendislerce...
...
|
Ben de 1.HİBM’nin genç
mühendislerinden biriydim; ilk görevim de ‘Motor Yakıt Aksesuar Revizyon ve
Deneme Atelyeleri Şef’liği idi...
Rutin atelye yöneticiliğim
haricinde proje mühendisi olarak sorumluluğuma verilen onlarca yurtiçi FSB
kabiliyeti kazanma projeleri arasında en kritik ünitelerden biri de
envanterdeki en gözde hava aracı olan F-4 uçaklarının J79-GE-17C model
motarlarının motor ana yakıt kontrol (Main Fuel Control, MFC) ünitesi idi.
MFC, motorun çalışmaya
başlamasından durdurulmasına kadar geçen süre içerisinde katı genleşmesi,
akışkan basıncı ve sıcaklığına dayalı basit algılayıcılarla bazı dış etkileri
de dikkate alarak düzenlediği ana yakıt sistemi akışı ile motorun çalışmasını
otomatik kontrol ediyordu; tam bir hidromekanik bir oto-kontrol bilgisayarı;
kısmi elektrikli.
Kore Savaşı deneyimi ve nükleer
savaş/savunma stratejileri gereksinimleri dikkate alınarak geliştirilen ikinci
nesil jet savaş uçakları artyanmalı turbojet motorları sayesinde ses hızını geçmişti...
Ses hızının geçilmesini sağlayan
bu motorlarda dikkat eken bir özellik de motorun çalışmaya başlamasından
durdurulmasına kadar geçen süre içerisinde otomatik çalışmasını kontrol
etmekten sorumlu üniteler di... Adeta bir beyin işlevine sahip bu kontrol
üniteleri motor yakıt sisteminde yerini alıyordu...
Bu kritik ünitenin fabrika
seviyesi bakım kabiliyetinin kazanılması, ardışık diğer kritik teknolojilerin
kazanılması / oluşturulması açısından bir eşik sayılabilirdi...
Her zaman örnek aldığım büyüğüm
meslektaşlarımın çalışmaları, teknik ve idari belirlemeleri ile 1970’li
yılların sonunlarında Hollanda Verolme Elektro şirketine imal ettirilen
fonksiyonel test tezgahlarında bu ünitenin F-104 uçaklarına ait J79-GE-11
motorunda kullanılan modelinin -tam fonksiyonel test olmasa da- geçer-geçmez
(black & white) testi yapılıyordu...
|
İlk aşamada MFC revizyon proje mühendisi yardımcısı olarak aldığım
sorumluluk kısa zaman içinde yaşanan bazı yapısal ve organizasyonel değişikliklerle
tamamen omuzlarımda idi...
O yıllarda örgün (orta ve yüksek)
öğretimin hiç bir programında yer almayan bir alanın bu gelişmiş örneği
başlangıçta tedirginlik ve bazen korku yaratsa da aslında bilgi ve
kabiliyetimize meydan okunması tarifsiz bir karşı koyuş güdüsü ve mücadele gücü
oluşturmuştu... Ve her sızlanışımda amirim, ilk proje liderim ve meslektaş
büyüğümün “Amerikalı yapmışsa sen de
yaparsın; neyin eksik?” ifadesi ile özetlenebilecek cevabi desteklerini de
her zaman minnetle hatırlar ve anarım...
Herbiri babamdan büyük yaştaki
teknisyen atelye kısım şeflerime yapabileceğim yönlendirme kendilerinin bilgiye
karşı saygısı sayesinde her geçen gün daha da kolaylaştı.
Teknisyen arkadaşlarım ile aynı masada çalışıyorduk; üniteyi oluşturan (vida ve civatalar, pim ve şaftlar, üç boyutlu mekikler ve tarayıcılar, yay, pul ve rondelalar, lastik ve teflon contalar, kapak,rekor ve emniyetleme parçları gibi) çoğu fiziki keşif ve hassas ölçüm gerektiren yüzlerce iç parça öylesine karmaşık ve akıl çelendi ki çalışma anında o coşkulu odaklanma ile statü unutuluyordu...
Sadece bir parça dağılım katalogundan gördüğümüz detaya ve okuduğumuz metinin ilgili parçaya nasıl uygulanacağına dair düşünce ile tasarladığımız sökme, ölçme, ara test, montaj ve test takımlarının imalati sonucu denenmesi ve alınan olumlu sonuçları zaman zaman sevinç çığlıklarına sebep oluyordu...
Farklı bir çalışmadinamiği ve grup sargınlığı oluşmuştu....
Zamanla ekibe ‘uzman’ tanımı ile
üretici şirketin bir de Amerikalı teknisyeni katılacaktı; bu deneyimli uzman
mühendislik seviyesinde olmasa da söküm, montaj ve test uygulamalarının
açıklayıcı katılımcısı ve lojistik anlamda projenin önemli destekçisi oldu..
En büyük mutluluğu ise alt yapı
ara test düzenlerini kurup bu testleri de gerçekleştirdikten sonra her bir
adımının tamamaladığı tüm performans testi sonunda faaliyeti sağlanan ilk ünite
test başarısı oluşturdu. İnanmam günlerimi aldı!
Başarıya ilk ödül ABD’li uzmandan
geldi, o zaman piyasada olmayan ama Ankara’daki ABD Hava Kuvvetleri biriminin
kantininden temin edilen nescafe; yanında da bir tepsi baklava!..
|
Bu gelişmeler ve kabiliyet kazanma
projelerindeki gelişim ve elde edilen başarı teknisyen sayısı yanında
oluşturduğumuz taleplerle sivil mühendis işe alımlarını da başlattı ve kısa
sürede sivil mühendis arkadaşlarımızın sayısı hızla arttı...
Tavan yapan özgüvene mühendis ve
teknisyen sayısındaki artış da katılınca üretim sayısı hızla arttı; ardından
diğer motorların yakıt kontrol üniteleri sırada idi...
...
ve o mükemmel ekip her birini sırası ile başaracak hatta birkaç yıl sonra Eylül
1986 içinde bininci J79 MFC ünitesinin faal edilerek hizmete servise verilmesi
kutlanacaktı...
|
...
Bu başarı ve kazanılan özgüvenle
F-16 uçaklarının F110 motor yakıt kontrol ve aksesuarlarında tanımlı test
tezgahlarının bile dışına çıkarak Türkiye’ye özgü test tezgahları şartname
verileri hazırlanacak; hatta gerek yakıt kontrol ve aksusarları için
geliştirilen ‘yakıt çiftliği’nde, gerek motor yağ aksesuarlarında ve gerekse
motor elektrik aksuarlarında kullanacağımız test tezgahlarının yerleşim ve
işletim metodu ABD’deki üreticilere pek çok referans sağlamakla kalınmayacak ve
gelişmiş motorun efendisi olan, optik ve hidromekanik gelişmiş algılayıcılara
dayalı çalışan opto-elktro-hidromekanik kontrol (AFTC) ünitesi için seçtiğimiz
test metodu ve test tezgahı yapısı ABD Hava Kuvvetlerinin bu ünitenin
testlerinde yaşadığı sorunların çözümüne referans oluşturacaktı...
Kaybettiği düşünülen 1. HİBM’nin o
sayede kazandıklarından sadece birinin özeti; kişisel penceremden...
Yani, millenyum civarında 1’nci Hava İkmal Bakım Merkezini tanımlarken
kullandığım “Mükemmeliyet Merkezi” boşuna değildir... O teknolojik
kabiliyetleri, sadece Türkiye'de değil, tek kordiorlu bir yolcu uçağının
yaklaşık dört saatlik uçuş mesafesinin yarı çapını oluşturdupu dairenin
içindeki 2-3 teknoloji merkezi hariç bir yerde bulunması da zordur; bugün
üzerinden yirmi yıla yakın zaman geçmiş olsa da...
Servise Verilen Bininci J79 MFC Törenine Katılan Aksesuar Personelinden Bir Grup © CE
...
Özetlediğim başdöndürücü gelişim
sürecini yaşayarak 7-8 yıl içinde Hava Kuvvetleri tüm turbo motorlarının
kontrol ve aksesuarlarının bakım, onarım ve testlerini yurtiçinde
yapılabilmesini başarabilmiş ekibin her biri birbirinden değerli üyelerini
minnetle anıyorum!
Not
(1) : Fabrika Seviyesi Bakım - FSB: Zaman
zaman Depor Seviyesi Bakım (DSB) olarak da anılan FSB, silah ve destek
sistemleri ile bu sistemlere ait elemanların yenileme, onarım tadilat,
fonksiyonel test, kalibre ve imalatını kapsar. Bu sistemlerin çalışma süresine,
takvim zamanına veya çalışma koşullarına göre belirlenen FSB ihtiyacı en üst
düzeyde teknolojiye, mühendislik bilgi ve yeteneklerine sahip olmayı
gerektirir. Bu nedenle, bu bakım seviyesi (kullanıcı) birlik imkan ve
kabiliyeti üzerindedir.
Kaynakça :
1. Can EREL; "Örgütlerin Başarısını Arttırma Aracı Olarak Gruplar ve 1.HİBM'nde Proje Grubu"; Anadolu Üniversitesi SBE Yüksek Lisans Tezi; Ocak 1996.
_______________________________________
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder