Steve Jobs’ın o unutulmaz Stanford konuşmasından aklımda kalan bir-iki kırıntan biriydi “Noktaları Birleştirmek..” tanımı; deneyeyim istedim:
Cogitate Incognitum!
…
Denize karşı evimiz yok(tu); ama gökyüzüne karşı hayallerimiz var(dı)...
Eskişehir’de tarihsel gelişim, havacılıkla ilgili rastsal ardıl yatırım ve girişimlerin oluşturduğu tamamlayıcı sektör/işkolu yığınlaşmasının sistematiğe kavuşturulması 1980’li yılların sonundan itibaren bazı meslektaşlarımla üzerinde düşündüğümüz, tartıştığımız ve bazı risklerde alarak gerçekleştirmeye çalıştığımız bir hayalimizdi; başaramadık!
Mezuniyetimde istesem de “girişim”ci olamazdım, “profesyonel”
olma tercihimi ikinci sınıfta yapmıştım… Ama, zaten “garaj” da yoktu; “girişim”
öğretisi ve destekleri de…
Raunheim - Almaya’da bir otel odasında 1988 Ekim soğunda “girişim”
ateşi düşmüştü içimize; “küvez” veya “teknopark”, “teşvik” veya “destek” nedir
bilmeden... Diplomalı DELİkanlık…
Ardından gelen 152+ sancılı süreç ve “TeknoLojistik”;
havacılık endüstrisinin ülke için gerekli olabilecek hemen her teknolojsini
kucaklayan ilk TAM özel sermaye girişimi olarak doğdu!
Bu fikrin bir iş fırsatına dönüştürülmesine –yokluklarımızdan
biriktirdiklerimizle- sermaye sağlayan melek yatırımcıları da, emekçi girişimcileri
de, iş danışmanı da, süreci tanıdık ağları ile bütünleştirecek iletişim ve ilişki danışmanı
da “öz”den di; kendimizdik.
Havacılıkta mevcut yerel kuruluşların faaliyetlerini bütünleştirerek
sinerjik yaratma, bölgesel bir güç merkezi olma hayali önce “gaz”a dönüştü.. sonrası
hiç olmadı bazıları için…
Bazen sabahın ilk ışıklarına kadar düşünülen, konuşulan,
tartışılan projelerde, inançla havacılıkta “başarı hikayesi” olmasına çalışılan anonim
şirket “gaz” oldu; “hikaye”si kaldı anılarda…
◊ ◊ ◊
Omnes viae Romam ducunt!
Yokluklarımızı paylaşarak oluşturduğumuz güç ile başlattığımız girişimin
amacını teorileştirememiştimancak, bu anlayışı yıllar sonra “endüstriyel kümelenme” adı ile devlet politikalarımız
içinde gördük; heyecanımız yeniden arttı…
Havacılık endüstrisinin kümelenme anlayışı ile yapılanması konusunda araştırma
ve çalışmalarımla beraber amaç birlikteliği fırsatı bulduğum Ege Serbest
Bölgesi A.Ş. (ESBAŞ) ile sonunda Türkiye’nin havacılık ve uzay alanında “küme”lenmeyi
amaçlayan hukuki platformu olarak “Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği” öncesinde bu konu ile ilgili
toplantılarda duydum “Kalkınma Ajansı” tanımını; ilk tanıdığım da İzmir Kalkınma
Ajansı idi..
Notlarımda;
·
Kamu, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliğini
geliştirmek,
·
Kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak,
·
Yerel potansiyeli harekete geçirmek,
suretiyle ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve
politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak,
sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik
farklarını azaltmak üzere kurulmuştur yazıyor; Kalkınma Ajansları için… Ajansların
karar organı yönetim kurulları Vali’ler başkanlığında yerel yöneticilerden, icra
organı da genel sekreter ve bağlı organizasyondan oluşturuluyordu.
Yıllar sonra faaliyetlerimin merkezini Ankara’ya getirdiğimde de Ankara Kalkınma
Ajansı’nı takip etmeye başlamıştım.
Ankara Kalkınma Ajansı, Ankara ile ilgili kalkınma stratejilerinin
geliştirilmesinde ve hayata geçirilmesinde öncü olma uzgörüsüne sahip imiş; başkentin
ekonomik, kültürel ve siyasal küreselliğini geliştirecek faaliyetler
gerçekleştiriyor.
◊ ◊ ◊
Konfiçyus’u anarak "karanlığı lanetleyeceğine bir mum yak”anlar…
Ankara Kalkınma Ajansı uzgörüsü kapsamında girişimcilik ve inovasyon
kapasitesine katkıda bulunma amaçlı “Girişimcilik ve İnovasyon Buluşmaları” toplantıya
katıldım 4 Nisan 2013 günü.
Konuşmacı da, yeni kurulan bir vakıf üniversitesi olmasına rağmen;
·
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ekim 2012 içinde
açıkladığı ‘Üniversitelerarası Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksi"nde
(Sabancı Üniversitesi, ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi ardından) dördüncü olan,
·
TÜBİTAK’tan Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) desteği
hakkını Mart 2101 içinde kazanan(toplam değeri 10 milyon TL olan TTO
desteğinden 10 yıl boyunca yararlanacak) ilk 10 üniversite içinde olan,
Özyeğin Üniversitesi’nin kurucu rektörü Prof. Dr. Erhan ERKUT.
Özyeğin Üniversitesi’nin yapı, içerik ve ölçek anlamında Kapadokya Meslek Yüksekokulu ile farklı segmentlerde idi; kesişimleri olan havacılık programlarımızın da kulvarları farklıydı ve ben de farklı düşünüyordum...
Kendi ifadeleri ile “Kısıtlı kaynakları hemen sonuç alınacak
ve mezunlarının iş bulabileceği alanlara yönlendirme yaklaşımı” bulunan Özyeğin
Üniversitesi işe bariz kariyer patikası olan “işletme”, “hukuk”, “mühendislik”
gibi alanlardan başlamış, son olarak bu üçlemeye “tasarım”ı da ilave etmişti;
küresel gelişime ve okulun sahip olduğu “iddia” ile uyumlu bulmuştum. Bu
tespitlere rağmen “havacılık” öğretiminde yapılanlar nedeni ile üniversite izleme
listemde idi.
Havacılıkta bilgi, bilit ve 35+ yılı bulan endüstriyel
deneyimle Özyeğin Üniversitesi’nin havacılık programlarının diğer alanlarda sahip
olduğu iddiya uygun ve sürekliliği yönünden kuşkularım vardı…
Bu toplantıda duyabilmeyi ve öğrenip ikna olabilmeyi umut
ettim; yanılmışım!
Ama…
Dr. ERKUT’un bugün dinlediğim “Üniversitelerimizde girişimciliği nasıl geliştirebiliriz?”
konulu bu konuşması ile;
· Ülkemizin hızla gelişen bir rektörün ağzından, üniversitenin
yapısal gelişiminde üç kuşakla özetlenen süreç kafamda oluşturduğum bazı
modelleri teyit etti.
· Yıllar önce işletme lisansüstü çalışmalarım öncesi
işletme tamamlama derslerini alırken sosyoloji ve organizasyonel kültür
çalışmaları ile tanıdığım Hofstede'nin incelediği kültürel boyutların
girişimcilik açısından değerlendirilmesini yaşam gerçekleri ile oldukça örtüştürdüm.
· Girişimcilik için tespit edilen bilgi, (iletişim
becerileri, güven oluşturma, başkalarını motive etme, doğru kişileri seçme, …)
temel yetkinlikler, düşünce, (cesaret, etik, azim ..) duruş gibi
gerekliliklerinin hepsinin tam olarak öğretilebilir olduğuna ikna ol(a)masam da
(belki de bir yaşa kadar) bu gerekliliklere sahip olanların öğretim/eğitim ile girişimciliklerinin
etkileştirilebileceğini düşünmeye başladım.
Girişimle ilgili algımı geliştiren ve bakış açımı farklılaştıran konuşma
nedeni ile teşekkür ettiğim “Üniversitelerimizde
girişimciliği nasıl geliştirebiliriz?” sunumunu sizin de ilginizi çekebilir;
paylaşıyorum..
Can EREL
04.04.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder