6 Nisan 2013 Cumartesi

Noktaları Birleştirmek..


Steve Jobs’ın o unutulmaz Stanford konuşmasından aklımda kalan bir-iki kırıntan biriydi “Noktaları Birleştirmek..” tanımı; deneyeyim istedim:


Cogitate Incognitum!
Denize karşı evimiz yok(tu); ama gökyüzüne karşı hayallerimiz var(dı)...

Eskişehir’de tarihsel gelişim, havacılıkla ilgili rastsal ardıl yatırım ve girişimlerin oluşturduğu tamamlayıcı sektör/işkolu yığınlaşmasının sistematiğe kavuşturulması 1980’li yılların sonundan itibaren bazı meslektaşlarımla üzerinde düşündüğümüz, tartıştığımız ve bazı risklerde alarak gerçekleştirmeye çalıştığımız bir hayalimizdi; başaramadık!

Mezuniyetimde istesem de “girişim”ci olamazdım, “profesyonel” olma tercihimi ikinci sınıfta yapmıştım… Ama, zaten “garaj” da yoktu; “girişim” öğretisi ve destekleri de…

Raunheim - Almaya’da bir otel odasında 1988 Ekim soğunda “girişim” ateşi düşmüştü içimize; “küvez” veya “teknopark”, “teşvik” veya “destek” nedir bilmeden... Diplomalı DELİkanlık…

Ardından gelen 152+ sancılı süreç ve “TeknoLojistik”; havacılık endüstrisinin ülke için gerekli olabilecek hemen her teknolojsini kucaklayan ilk TAM özel sermaye girişimi olarak doğdu!  

Bu fikrin bir iş fırsatına dönüştürülmesine –yokluklarımızdan biriktirdiklerimizle- sermaye sağlayan melek yatırımcıları da, emekçi girişimcileri de, iş danışmanı da, süreci tanıdık ağları ile  bütünleştirecek iletişim ve ilişki danışmanı da “öz”den di; kendimizdik.

Havacılıkta mevcut yerel kuruluşların faaliyetlerini bütünleştirerek sinerjik yaratma, bölgesel bir güç merkezi olma hayali önce “gaz”a dönüştü.. sonrası hiç olmadı bazıları için…

Bazen sabahın ilk ışıklarına kadar düşünülen, konuşulan, tartışılan projelerde, inançla havacılıkta  “başarı hikayesi” olmasına çalışılan anonim şirket “gaz” oldu; “hikaye”si kaldı anılarda…


◊ ◊ ◊


Omnes viae Romam ducunt!

Yokluklarımızı paylaşarak oluşturduğumuz güç ile başlattığımız girişimin amacını teorileştirememiştimancak, bu anlayışı yıllar sonra  “endüstriyel kümelenme” adı ile devlet politikalarımız içinde gördük; heyecanımız yeniden arttı…

Havacılık endüstrisinin kümelenme anlayışı ile yapılanması konusunda araştırma ve çalışmalarımla beraber amaç birlikteliği fırsatı bulduğum Ege Serbest Bölgesi A.Ş. (ESBAŞ) ile sonunda Türkiye’nin havacılık ve uzay alanında “küme”lenmeyi amaçlayan hukuki platformu olarak “Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği” öncesinde bu konu ile ilgili toplantılarda duydum “Kalkınma Ajansı” tanımını; ilk tanıdığım da İzmir Kalkınma Ajansı idi..

Notlarımda;
·         Kamu, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliğini geliştirmek,
·         Kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak,
·         Yerel potansiyeli harekete geçirmek,
suretiyle ulusal kalkınma plânı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak üzere kurulmuştur yazıyor; Kalkınma Ajansları için… Ajansların karar organı yönetim kurulları Vali’ler başkanlığında yerel yöneticilerden, icra organı da genel sekreter ve bağlı organizasyondan oluşturuluyordu.

Yıllar sonra faaliyetlerimin merkezini Ankara’ya getirdiğimde de Ankara Kalkınma Ajansı’nı takip etmeye başlamıştım.

Ankara Kalkınma Ajansı, Ankara ile ilgili kalkınma stratejilerinin geliştirilmesinde ve hayata geçirilmesinde öncü olma uzgörüsüne sahip imiş; başkentin ekonomik, kültürel ve siyasal küreselliğini geliştirecek faaliyetler gerçekleştiriyor.


◊ ◊ ◊


Konfiçyus’u anarak "karanlığı lanetleyeceğine bir mum yak”anlar…

Ankara Kalkınma Ajansı uzgörüsü kapsamında girişimcilik ve inovasyon kapasitesine katkıda bulunma amaçlı “Girişimcilik ve İnovasyon Buluşmaları” toplantıya katıldım 4 Nisan 2013 günü.

Konuşmacı da, yeni kurulan bir vakıf üniversitesi olmasına rağmen;

·         Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ekim 2012 içinde açıkladığı ‘Üniversitelerarası Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksi"nde (Sabancı Üniversitesi, ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi ardından) dördüncü olan,

·         TÜBİTAK’tan Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) desteği hakkını Mart 2101 içinde kazanan(toplam değeri 10 milyon TL olan TTO desteğinden 10 yıl boyunca yararlanacak) ilk 10 üniversite içinde olan,

Özyeğin Üniversitesi’nin kurucu rektörü Prof. Dr. Erhan ERKUT.

Özyeğin Üniversitesi’nin yapı, içerik ve ölçek anlamında Kapadokya Meslek Yüksekokulu ile farklı segmentlerde idi; kesişimleri olan havacılık programlarımızın da kulvarları farklıydı ve ben de farklı düşünüyordum...

Kendi ifadeleri ile “Kısıtlı kaynakları hemen sonuç alınacak ve mezunlarının iş bulabileceği alanlara yönlendirme yaklaşımı” bulunan Özyeğin Üniversitesi işe bariz kariyer patikası olan “işletme”, “hukuk”, “mühendislik” gibi alanlardan başlamış, son olarak bu üçlemeye “tasarım”ı da ilave etmişti; küresel gelişime ve okulun sahip olduğu “iddia” ile uyumlu bulmuştum. Bu tespitlere rağmen “havacılık” öğretiminde yapılanlar nedeni ile üniversite izleme listemde idi.

Havacılıkta bilgi, bilit ve 35+ yılı bulan endüstriyel deneyimle Özyeğin Üniversitesi’nin havacılık programlarının diğer alanlarda sahip olduğu iddiya uygun ve sürekliliği yönünden kuşkularım vardı…

Bu toplantıda duyabilmeyi ve öğrenip ikna olabilmeyi umut ettim; yanılmışım!

Ama…

Dr. ERKUT’un bugün dinlediğim “Üniversitelerimizde girişimciliği nasıl geliştirebiliriz?” konulu bu konuşması ile;

·    Ülkemizin hızla gelişen bir rektörün ağzından, üniversitenin yapısal gelişiminde üç kuşakla özetlenen süreç kafamda oluşturduğum bazı modelleri teyit etti.

·   Yıllar önce işletme lisansüstü çalışmalarım öncesi işletme tamamlama derslerini alırken sosyoloji ve organizasyonel kültür çalışmaları ile tanıdığım Hofstede'nin incelediği kültürel boyutların girişimcilik açısından değerlendirilmesini yaşam gerçekleri ile oldukça örtüştürdüm.

·    Girişimcilik için tespit edilen bilgi, (iletişim becerileri, güven oluşturma, başkalarını motive etme, doğru kişileri seçme, …) temel yetkinlikler, düşünce, (cesaret, etik, azim ..) duruş gibi gerekliliklerinin hepsinin tam olarak öğretilebilir olduğuna ikna ol(a)masam da (belki de bir yaşa kadar) bu gerekliliklere sahip olanların öğretim/eğitim ile girişimciliklerinin etkileştirilebileceğini düşünmeye başladım.

Girişimle ilgili algımı geliştiren ve bakış açımı farklılaştıran konuşma nedeni ile teşekkür ettiğim “Üniversitelerimizde girişimciliği nasıl geliştirebiliriz?” sunumunu sizin de ilginizi çekebilir; paylaşıyorum..

Can EREL
04.04.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder