5 Eylül 2015 Cumartesi

Uzun Süreli Çalışma... mı?

Uzun Süreli Çalışma...         mı?


Uzun süre çalışmak!
Çok meşgul olmak!    
Ömrümüz boyunca “uzun süre çalış”mamıza ve “çok meşgul ol"mamıza rağmen,
başlıkları ile yayınladığım paylaşımlarımda yer alan araştırma sonuçlarının ülkemiz, ülkemiz kurumları ve insanının küresel ölçekteki durumlarının iç açıcı olmadığı ve gellişmelerin de benzer olumsuzlukları gösterdiği yer alıyordu...

Sonra, sevgili Emin ÇAPA, bir TEDx konuşmasında, bu araştırmaların hepsinin ortak noktası ile cevaplandırılabilecek, "Arşimet, suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulduysa, binlerce yıldır milyonlarca Türk neden suyun kaldırma kuvvetini bulamadı?" sorusunu sordu...
...
Bugün de, The Lancet tarafından yayınlanan Lancet Tıp Dergisinde yer alan sonuçlara atıfla World Economic Forum (WEF) web sayfasında Paul MUGGERIDGE imzası ile yayınlanan “Which countries work the longest hours?” makaleyi okudum; özetle;
* Toplam 603.838 kişi üzerinde yayınlanmış/yayınlanmamış verileri içeren sistematik ve meta-analiz araştırması sonuncunda,
  • Uzun süreli çalışanların kardiyovasküler hastalık ve kriz riskinin daha yüksek olabileceği,
  • Ofiste haftalık 35-40 saat çalışanlara kıyasla,
                         * 48 saat çalışanların %10,
                         * 54 saat çalışanların %27,
                         * 55 saat ve  üzerinde çalışanların %33,
        daha fazla kalp krizi riski taşıdığını belirtiliyor.
* Yazıda, OECD (Organisation for Economic Cooperation and Development) üyesi ülkelerin 2013 yılı değerlerini gösteren bir grafik de var: 
Bu yazıdaki “çalışma” ifadesinin ilişkili olduğu, "Verimlilik", "Etkililik" & "Üretkenlik" seviyelerinin bu tabloda yer alan ülkeler arasında eşit olmadığı kesin!
... 
Bu araştırma sonuçları vesilesi ile,
“Türkiye'de, çalışma hayatımızda...
    ...Verimlilik (Efficiency)
...Etkililik (Effectiveness)
... Üretkenlik (Productivity)
kavramlarının yeniden öğrenip içselleştirilmesinin ve hayata geçirilmesinin zamanı gelmedi mi?"
diye sormadan geçemeyeceğim.
          ... özellikle de, işgücümüzün önemli bir bölümünü oluşturan ve hızla yönetim gücümüzü de şekillendirmeye başlayan 1982 - 1994 arasında doğan ve öncekilerden oldukça farklı Y (Generation Y - Millenials - Generation Go) kuşağını* dikkate alarak...
Sevgi ve saygının egemen olacağı, barış içinde, emniyetli ve güzel bir haftasonu dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder