Öğretmen fark yaratır; hayat değiştirir!
…Teşekkürler Saliha öğretmenim!
…Teşekkürler Sabiha öğretmenim!
…Teşekkürler Şerife öğretmenim!
…Teşekkürler Ülkü öğretmenim!
…Teşekkürler Necmüzzafer öğretmenim!
…Teşekkürler Alpin öğretmenim!
…Teşekkürler Mustafa öğretmenim!
…Teşekkürler Belkıs öğretmenim!
…Teşekkürler Şan öğretmenim!
…Teşekkürler Enver öğretmenim!
…Teşekkürler Ramazan öğretmenim!
Teşekkürler öğretmenlerim, eğitmenlerim, öğretenlerim; gününüz kutlu olsun!
NOT (1): Yine erkenciyim; ancak, hafta içi buna zaman bulamam diye bu güzel Pazar akşamımı buna ayırdım... Konu öğretmenlik olunca, ülkemiz teknik ve teknolojik öğretimindeki yenilikler kadar öğrenci kişiliği, hür iradesi ile öğretim sürecine katkısını destekleyen bir İZ BIRAKAN kabul ettiğim Mehmet Refik beyi de minnetle anmadan geçemeyeceğim; ruhu şad olsun!
“…
Okulun açılışının ilk ayında bir gün, 5/A sınıfında öğretmen bütün çocukların gözünün içine bakarak bir yalan söyledi. Hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Oysa ki, bu doğru değildi. Çünkü, arka sıralarda oturan, gözlerini kendi sırasına dikmiş, anlamsızca bakan Mustafa YILMAZ'ı diğer çocuklar gibi sevmiyordu.
Çünkü Mustafa derslerine çalışmıyor, ödevlerini yapmıyor, üstü başı kirli ve aynı zamanda da arkadaşlarıyla iyi geçindiği de söylenemeyen bir öğrenciydi.
Bir gün Öğrencilerin Ruhsal dosyalarını incelerken, bir sürprizle karşılaştı. Ruhsal Dosyasında, 1. sınıf öğretmeni Mustafa için şöyle yazmıştı "Mustafa çok çalışkan, çok zeki bir çocuk. Onun varlığı bana huzur veriyor"
2. Sınıf öğretmeni Mustafa için şöyle yazmıştı: “Mustafa sınıfın gözdesi. Arkadaşları onu çok seviyor. Ama annesinin Ölümcül hastalığını bilmesi onu biraz tedirgin ediyor"
3. Sınıf öğretmeni Mustafa için şöyle yazmıştı. “Mustafa’nın annesinin ölümü onu çok etkiledi. Babasının da ilgisizliği Mustafa’yı çok kötü etkileyecek. Önlem alınmalı."
4. Sınıf öğretmeni ise şöyle yazmıştı. “Mustafa derslerine çalışmaz, ilgisiz, ödevlerini yapmıyor. Arkadaşları yok. Bazen sınıfta uyuyor"
Mediha öğretmen bunları okurken kendinden utandı.
...
Öğretmenler gününde . Diğer çocukların süslü püslü hediye paketlerinin yanında, Mustafa’nın hediyesini açmaya bile acı duyuyordu. Gazete kağıtları ile sarılmış, bir iple gelişigüzel bağlanmış paketi açınca, içinden taşları dökülmüş, sahte taşlarla yapılmış eski bir bilezik ile çeyreği dolu bir parfüm şişesi çıkınca, bazı çocuklar gülüştü.
Ancak Mediha öğretmenin “A! A! Ne güzel bir bilezik!” diye sevincini dile getirince gülüşmeler kesildi. Şişedeki parfümden biraz bileğine sürdü ve kokladı. Koku sınıfa yayıldı. O gün Mustafa öğretmenine bir şey söylemek için en sona kaldı.
Sınıf boşalınca, öğretmenin kulağına fısıldadı Mustafa;
“Öğretmenim. Bu gün aynı annem gibi kokuyorsun”
...
Mediha öğretmen o gün ağlama krizine tutuldu ve o günden sonra, Mustafa ile ayrı ilgilendi. Ve Mustafa’yı da her kes kadar sevdi...
O günden sonra, okuma, yazma ve aritmetik öğretmeyi bıraktı. Bunun yerine, çocukları eğitmeye başladı. Mustafa ya özel ilgi gösterdi. Onunla çalışırken, zihni canlanmaya başlıyor görünüyordu. Onu daha fazla teşvik ettikçe, daha hızlı karşılık veriyordu.
Yılın sonuna doğru, Mustafa sınıfın en zeki çocuklardan biri oldu ve tüm çocukları aynı derecede sevdiğini söylemesine rağmen, Mustafa onun gözdelerinden biri oldu.
Ertesi yıl Mustafa’dan bir mektup aldı.
“Öğretmenim, siz dünyanın en iyi öğretmenisiniz"
6 yıl sonra Mustafa’dan bir mektup geldi.
"Liseyi bitirdim Öğretmenim; üçüncü olarak. Siz hala dünyanın en iyi öğretmenisiniz"
Sonra yıllar geçti, ve yine bir mektup geldi.
"Fakülteden mezun oldum. Diplomamı aldım. Ama daha gidecek çok yol var. Siz benim için hala dünyanın en iyi öğretmenisiniz"
Sonra yıllar geçti, ve yine bir mektup geldi... Ama bu sefer, Mustafa’nın adı da uzamıştı. Prof. Dr. Mustafa YILMAZ (Tıp doktoru)
Ve Mustafa bir kızla tanıştığını, evlenmeye karar verdiklerini ve onun, damadın annesi yerine oturup oturmayacağını soruyordu...
Şüphesiz Mediha öğretmen bunu sevinçle kabul etti.
Tahmin edin ne oldu?
Taşları düşmüş olan o bileziği takti. Dahası, Mustafa'nın annesinin kullandığı parfümden sürdü.
Birbirlerini kucakladılar ve Prof. Dr. Mustafa, Mediha'nın kulağına şöyle fısıldadı,
"Bana inandığınız için çok teşekkür ederim, öğretmenim. Bana önemli olduğumu hissettirdiğiniz ve bir fark meydana getirebileceğimi gösterdiğiniz için…"
Mediha öğretmen, gözlerinde yaşlarla,
"Mustafa, yanlış şeylere sahiptim... Bir fark meydana getirebileceğimi bana öğreten sensin. Seninle tanışıncaya dek, nasıl öğreteceğimi bilmiyordum."
..."
Öğretmen fark eder…Öğretmen fark yaratır; hayat değiştirir!CE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder