Bu sabah yeni medya araçlarında yapılmış gönderiler arasında uzun süre beraber görev yapmaktan mutluluk duyduğum sevgili meslektaşım ve çalışma arkadaşım Tamer EREN’in uçan balon ve bağlı kurdelalarının yere düştüklerinde yarattıkları doğal tehdit ve tehlikelere yönelik "Baloons Blow... Don't Let Tem Go!" başlıklı kısa bir uyarı paylaşımını okudum..
Okuduklarımın hatırlattıkları acı... bir o kadar da güzel anılar vardı... Ve doğal süreç insan hatasını affetmeyecek kadar kırılgan idi artık!..
Sevgili Tamer’e teşekkür ederek, aklıma gelenleri düzenleyerek paylaşacağıma söz verdim.
Doğal Hayatı Koruma Derneği adı ile kurulan derneğe 1980'li yılların başında üye olduğum yıllardı...
Ekosistem ve sitemdeki flora (bitki) ve fauna (hayvan) doğal hayatının sürdürülebilirliği konusunda ilk eyleme dönen ilk düşüncelerimin oluştuğu yıllar... Maddi kabiliyetimiz ve zamanımıza bağlı ilk faaliyetler "Köyceğiz-Dalyan Özel Koruma Bölgesi" oluşumu, avlanma sınırlamaları konusunda küçük değerlendirmeler ve konuşmalar...
Zamanla, dünya telaşı ve öncelikleri ile uzaklaştığım bu alana Erinç'in Anadolu Lisesi başlangıcında hazırladığı çevre konulu ödevle ve hatta KARACA büyüğümün yöentiminde TEMA'nın Eskişehir bölgesinde yoğunlaştırdığı palamut ekimi etkinliklerine haftasonları ailece katılımımız ile dönmye başlamıştım ki çevre alanında bana göre en büyük zaferimi kazanma olanağı buldum...
Uçak motor revizyonu faaliyetlerimizde 1990'lı yılların başında bölgenin de ötesinde belki dünyanın en gelişmiş 2-3 "kimyasal temizleme ve soyma" prosesini yapılandıracaktık... Bu prosesin atık yönetimi esaslarını belirlemek ve buna göre F-16 motor seçiminde belirlediğimiz offset kalemleri arasına belirlenen ilkelerimizi hayata geçirecek atık arıtma / arındırma sisteminin ABD'nin en gelişmiş normaları kapsamında tasarlayarak sisteme kazandırmak oldu. Arıtılan su ile tesisin bahçesine diktiğimiz gül ve çevredeki 10 yıllık küçük çamlara verdiğimiz günleri hatırlıyorum; Mart 2014 Mayıs içinde ziyaretimde "Jet Revizyon" bölgesindeki çamların hangarlar boyuna çıktığını, tesisin yollarının nerede ise orman içi yol görünümü aldığını heyecanla tespit ettiğimi de paylaşmalıyım.
Bu nedenle teknolojik atılım sürecine paralel olarak "çam - çim - gül" faaliyetlerini 1980'li yıllarda başlatan uzgörü sahibi büyüklerimi minnetle andım!
Ve bugün!.
Bireysel kullanımların ötesinde; kurumsal reklam, eğlence ve kutlamalarda kullanılan ve farkındalık yaratılmasına katkı sağlamak amacı ile gökyüzüne toplu salınan balonların yere düşünce yarattıkları kirlilik ve doğal hayat tehlikesi, YENİLENME özelliği olmayan ve -balon şişirmenin haricinde- pekçok kritik kullanım yeri olan helyumun milyonlarca uçan balonu şişirmek için kullanılması....
Bunların yanına, benzer amaçla kullanılan ama çevreyi ve hatta görüntüyü kirleten afiş, bayraklrı da balon ve kurdelelerinin yanına ekleyin...
O nedenle, yazı sonundaki anma ve kutlama etkinlikleri için ağaç dikme, bahçe düzenleme, çevreye hayvanlara barınak ve suluk yapmak faaliyetlerinin öne çıkarılması önerisine Can-ı gönülden katılıyorum...
Balon'la başladık ama sonucun balon şişirmenin ötesinde etkileri olacağını umut ederek..
Sep 17 2014
NOT: Havacıık endüstrisi ile ilgili olarak 2008 yılında hazırladığım çevresel değerlendirmelerimi kapsayan makalem, İstanbul Teknik Üniversitesi Dergisi Ağustos 2014 sayısında yayınladı; bu makaleye web sitemin "Can'Ca Güncel & Mesleki Çalışmalar" sayfasında "Değişim ve Düşündürdükleri" bölümünde "Kyoto Protokolü Işığında Havacılık Çevre Etkileri ve Önlemler" başlığında erişilebilir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder